DUA İLE GELEN HUZUR


İslam dini, duaya bilhassa kıyme vermiş, rahmet kapılarını açık bırakmıştır kullarına... İnsanın kıymeti, kulluğuyla ölçülür... Kulluk ise yalvarmaktır,acizini bilmektir;tevazudur özünde... Meşhurdur,şairimizin şiirinden bir beyti.

''İrtifa-ı kadr için lazım tevazu ademe/Şemsi gör kim sayesin salmış ayaklar altına...'' /(Değerinin yükselmesi için Ademoğluna tevazu lazımdır./ Güneşi gör ki gölgesini ayaklar altına salmış...)

İnsanın da yükselmesi için önce alçalması gerekir. Bütün büyük insanlar gibi Hazret-i Lokman da oğluna tevazuu tavsiye etmiştir nasihatlerinde... '' Kibirlenip insanlardan yüzünü çevirme! Yeryüzünde çalımla yürüme! Çünkü Allah, kurulup övünenlerin hiçbirini sevmez.'' (Lokman:31/18)

Yaratılanlar olarak bizler, ancak tevazuyla sükunete erişebilir,huzur şehrinde daimi ikamet edenlerden oluruz. Allahü teala, Kur'an-ı Kerim'de ''Eğer sizin duanız olmazsa ne işe yararsınız?'' buyurmuştur. Kibirli olan dua etmeye yanaşmaz, dolayısıyla katıdır kalbi... İncelmesi için acz duygusunu yaşaması, imanla dolması lazımdır gönlünün... Her insan, inanmaya meyilli yaratılmıştır. Beyninde iman hücreleri vardır... İslam dininde olmayan gayrimüslimler dahi duanın gücüne inanmış, kalpleri ancak dua ile huzur bulmuştur...

0 yorum:

Yorum Gönder


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. DMCA.com Protection Status