Nuh Tufanı
Hz. Nuh bugünkü Irak topraklarında bulunan Kûfe’de ikamet ediyordu. Kavmi de o bölgede yaşıyordu.
Bunlar inançsızlık ve dalâlette çok ileri gitmişlerdi. Bu kavmin sapıklıktan kurtulup hidâyete ermesi için Cenab-ı Hak Hz. Nuh’a peygamberlik vazifesi verdi. O sıralar Hz. Nuh kırk yaşındaydı. Hz. Nuh yılmadan ve bıkmadan insanları hakka dâvet etti. Onları Allah’a inanmaları ve tanımaları için çağırdı. Îman ve küfür mücadelesi bütün şiddetiyle devam etti. Fakat, kavmi inatla küfürlerinden vazgeçmediler, hakkı kabul etmediler.
Nuh Sûresinde, Hz. Nuh’un Cenab-ı Hakka ilticası şöyle ifade ediliyordu: “Ey Rabbim! Kavmimi gece gündüz imana çağırdım. Fakat ben dâvet ettikçe onlar daha çok kaçtılar. Her ne zaman onları bağışlaman için Senin mağfiretine çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, beni görmemek için elbiselerini başlarına geçirdiler. İnat ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler.” (Nuh Sûresi, 5, 6, 7)
Bir türlü hidayete yanaşmayan Hz. Nuh’un kavmi, peygamberlerinin kendilerini korkuttuğu azabı dilleriyle istediler. En sonunda Hz. Nuh, “Ey Rabbim, mağlup düştüm; benim intikamımı al.” (Kamer Sûresi, 10) “Ey Rabbim, kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma. Çünkü, Sen onları yeryüzünde bırakırsan Senin kullarını saptırırlar. Ve ancak kâfir ve günahkâr nesiller dünyaya getirirler” (Nuh Sûresi, 26-27) diye duâ etti.
Daha sonra Cenab-ı Hakkın öğretmesiyle Hz. Nuh bir gemi yaptı. Kendisine îman eden üç oğlu ile birlikte mü’minlerin tamamı seksen kişi idi. Gemiye Hz. Nuh’a inananlar bindi. Her hayvandan da bir çift alındı. Yerden fışkıran sular ve gökten yağan yağmur kısa zamanda her tarafı deryâya çevirdi. Gemide bulunanlardan başka bütün insanlar ve canlılar helâk oldu. Tufan dindikten sonra gemi Musul civarında bulunan Cûdi dağına oturdu.
Tufanın bütün yeryüzünü kaplayıp kaplamadığı hususunda değişik rivayetler vardır. Suların en yüksek dağları bile aşmasından dolayı yeryüzünün her tarafını kapladığı görüşünde bulunan âlimler varsa da, ağırlıklı ve umumun kabul ettiği görüş, Tufan'ın bütün Dünyayı değil sadece Nuh aleyhisselamın kavminin yaşadığı bölgeyi kaplamış olmasıdır. Çünkü Hikmet cihetiyle bakıldığı zaman Nuh Tufanının, sadece Nuh kavminin yaşadığı bölgeleri içine alacak şekilde meydana gelmiş olması beklenir. Nitekim, bu kavimden sonraki Lût, Âd ve Semud kavimlerine gelen musibetler de, sadece o kavimlerin yaşadığı bölgelerde görülmüştür. Eldeki veriler, getirilen yorumlar ve genel kanaat, Nuh kavminin Lût Gölü çevresi ile Mezopotamya arasında olduğu yönündedir. Dolayısıyla Nuh Tufanın da bu bölgeyi içine alacak tarzda meydana gelmesi muhtemeldir.
Nuh Tufanından sonra insanlığın soyunun kimden devam ettiği konusunda farklı görüşler vardır.
Konuyla ilgili bazı ayetler vardır. Bunlardan ikisi şöyledir:
“Hem o (Nuh)un neslini bâki kalanlar kıldık.” (Saffat Suresi 77)
“Ey Nuh'la beraber gemiye taşıyarak kurtardığımız kimselerin soyundan olanlar! (İsra Suresi, 3)
Bazı tefsir ve tarih kitaplarında, Kitab-ı Mukaddes’teki bilgiler doğrultusunda bütün insanlığın sadece Nuh’un Sâm, Ham ve Yâfes isimli üç oğlunun soyundan gelişip yayıldığı belirtilir. Buna göre Nuh tufanından kurtulan başka insanların soyu tükenmiş; bütün yeryüzünde sadece Nuh’un soyu devam etmiştir. Tefsirlerde buna karşılık iki farklı görüşten daha söz edilmektedir:
a) Şevkânî’nin aktardığı bir görüşe göre ayetteki “Nuh’un soyu” ndan maksat, onunla birlikte tufandan kurtulan müminlerdir. Nitekim İsrâ süresinde (17/3) Nuh ile birlikte taşınanların soyundan, Hud süresinde de (11/48) Nuh ile birlikte olan gruplardan, milletlerden (ümem) söz edilmektedir. Buna göre Nuh ile birlikte kurtulanların soyu da devam etmiştir.
b) Tufanın bütün dünyayı kapladığı, dolayısıyla yeryüzünde Nuh’un gemisinde bulunanlardan başka kurtulan kalmadığı görüşü yaygın olmakla birlikte Nuh’un, Hz. Muhammed gibi bütün insanlığa gönderilmediği, sadece kendi kavminin peygamberi olduğu, şu halde burada ve diğer ilgili ayetlerde verilen tufanla ilgili bilgilerin de bu sınır dahilinde anlaşılması gerektiği kanaatinde olanlar da tufan bölgeseldir; Nuh’un davetinin ulaşmadığı, tufanın dışında kalan bölgelerdeki insanların nesilleri de devam etmiştir, demektedir. (bkz. Elmalılı, Hak Dini; Diyanet, Kur’an Yolu)
Buna göre, Nuh’un çocuklarından başkalarının soyları da devam etmiştir. “Zürriyetini de sürekli bakî kalanların ta kendileri kıldık.” ayeti, kâfir olanların dışındakilerin zürriyetini kastetmektedir. Çünkü biz kâfir olanların zürriyetlerini suda boğduk, demek olur. (Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an)
Hz. Nuh’un gemisinde bulunan insanlardan başka kimsenin kalıp kalmadığı ve Tufandan sonra insanlığın hangi soydan devam ettiği gibi konuların özetini Merhum Elmalılı’nın açıklamasıyla verelim:
"Nuh’un üç oğlu; Sam, Ham, Ya'fes ve bunların eşlerinden başka, diğer gemide bulunanların hepsi nesil bırakmayarak vefat etti" demişlerse de biz bunu Hûd Sûresi'nde geçen "Denildi ki: Ey Nuh! Bizden sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere selam ve bereketlerle gemiden in." (Hûd, 11/48) âyetine uygun bulmuyoruz. Çünkü "seninle birlikte olanlar" dan maksadın, "O'nunla beraber iman edenler pek azdı." (Hûd, 11/40) diye buyurulan az kişiler olduğu açıktır. O ha l de buradaki Kasrın (Tahsisin) gemidekilere değil, boğulanlara göre izafî olması daha uygundur. Bununla beraber denilebilir ki, bütün gemidekilerin nesilleri tağlib yoluyla (çoğunluk itibarıyla) onun zürriyeti hükmünde tutulmuş ve bu şekilde baki kalanların hepsi onun zürriyeti olarak sayılmış, ona ikinci Âdem denmiştir.
Taberî der ki: Arap Sam evladından, Sudan Ham evladından, Türk ve diğerleri Ya'fes evladındandır. Ebu Hayyan da "Bahr"de bunu naklettikten sonra şöyle kaydediyor: Bir grup da şöyle söylemiştir: "Allah Teâlâ Hz. Nuh'un zürriyetini baki bırakıp neslini uzatmıştır. Bununla beraber bütün insanlar onun nesliyle sınırlı değildir. Ümmetler içinde ona ait olmayan da vardır". Alûsî, de şu mütalaada bulunmuştur: Sanki bu grup, suda boğulmanın ge n el olduğunu söylemiyor. Nuh (a.s.) kâfirler aleyhinde dua etmiş, fakat dünya halkının hepsine gönderilmemiştir. Çünkü peygamber gönderilmenin genel olması ilk önce peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in özelliklerindendir. Genel olduğunu s öyleyip de kasrı, boğulanlara nispetle yapmış olması da caizdir. (Elmalılı, Hak Dini)
Bunlar inançsızlık ve dalâlette çok ileri gitmişlerdi. Bu kavmin sapıklıktan kurtulup hidâyete ermesi için Cenab-ı Hak Hz. Nuh’a peygamberlik vazifesi verdi. O sıralar Hz. Nuh kırk yaşındaydı. Hz. Nuh yılmadan ve bıkmadan insanları hakka dâvet etti. Onları Allah’a inanmaları ve tanımaları için çağırdı. Îman ve küfür mücadelesi bütün şiddetiyle devam etti. Fakat, kavmi inatla küfürlerinden vazgeçmediler, hakkı kabul etmediler.
Nuh Sûresinde, Hz. Nuh’un Cenab-ı Hakka ilticası şöyle ifade ediliyordu: “Ey Rabbim! Kavmimi gece gündüz imana çağırdım. Fakat ben dâvet ettikçe onlar daha çok kaçtılar. Her ne zaman onları bağışlaman için Senin mağfiretine çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, beni görmemek için elbiselerini başlarına geçirdiler. İnat ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler.” (Nuh Sûresi, 5, 6, 7)
Bir türlü hidayete yanaşmayan Hz. Nuh’un kavmi, peygamberlerinin kendilerini korkuttuğu azabı dilleriyle istediler. En sonunda Hz. Nuh, “Ey Rabbim, mağlup düştüm; benim intikamımı al.” (Kamer Sûresi, 10) “Ey Rabbim, kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma. Çünkü, Sen onları yeryüzünde bırakırsan Senin kullarını saptırırlar. Ve ancak kâfir ve günahkâr nesiller dünyaya getirirler” (Nuh Sûresi, 26-27) diye duâ etti.
Daha sonra Cenab-ı Hakkın öğretmesiyle Hz. Nuh bir gemi yaptı. Kendisine îman eden üç oğlu ile birlikte mü’minlerin tamamı seksen kişi idi. Gemiye Hz. Nuh’a inananlar bindi. Her hayvandan da bir çift alındı. Yerden fışkıran sular ve gökten yağan yağmur kısa zamanda her tarafı deryâya çevirdi. Gemide bulunanlardan başka bütün insanlar ve canlılar helâk oldu. Tufan dindikten sonra gemi Musul civarında bulunan Cûdi dağına oturdu.
Tufanın bütün yeryüzünü kaplayıp kaplamadığı hususunda değişik rivayetler vardır. Suların en yüksek dağları bile aşmasından dolayı yeryüzünün her tarafını kapladığı görüşünde bulunan âlimler varsa da, ağırlıklı ve umumun kabul ettiği görüş, Tufan'ın bütün Dünyayı değil sadece Nuh aleyhisselamın kavminin yaşadığı bölgeyi kaplamış olmasıdır. Çünkü Hikmet cihetiyle bakıldığı zaman Nuh Tufanının, sadece Nuh kavminin yaşadığı bölgeleri içine alacak şekilde meydana gelmiş olması beklenir. Nitekim, bu kavimden sonraki Lût, Âd ve Semud kavimlerine gelen musibetler de, sadece o kavimlerin yaşadığı bölgelerde görülmüştür. Eldeki veriler, getirilen yorumlar ve genel kanaat, Nuh kavminin Lût Gölü çevresi ile Mezopotamya arasında olduğu yönündedir. Dolayısıyla Nuh Tufanın da bu bölgeyi içine alacak tarzda meydana gelmesi muhtemeldir.
Nuh Tufanından sonra insanlığın soyunun kimden devam ettiği konusunda farklı görüşler vardır.
Konuyla ilgili bazı ayetler vardır. Bunlardan ikisi şöyledir:
“Hem o (Nuh)un neslini bâki kalanlar kıldık.” (Saffat Suresi 77)
“Ey Nuh'la beraber gemiye taşıyarak kurtardığımız kimselerin soyundan olanlar! (İsra Suresi, 3)
Bazı tefsir ve tarih kitaplarında, Kitab-ı Mukaddes’teki bilgiler doğrultusunda bütün insanlığın sadece Nuh’un Sâm, Ham ve Yâfes isimli üç oğlunun soyundan gelişip yayıldığı belirtilir. Buna göre Nuh tufanından kurtulan başka insanların soyu tükenmiş; bütün yeryüzünde sadece Nuh’un soyu devam etmiştir. Tefsirlerde buna karşılık iki farklı görüşten daha söz edilmektedir:
a) Şevkânî’nin aktardığı bir görüşe göre ayetteki “Nuh’un soyu” ndan maksat, onunla birlikte tufandan kurtulan müminlerdir. Nitekim İsrâ süresinde (17/3) Nuh ile birlikte taşınanların soyundan, Hud süresinde de (11/48) Nuh ile birlikte olan gruplardan, milletlerden (ümem) söz edilmektedir. Buna göre Nuh ile birlikte kurtulanların soyu da devam etmiştir.
b) Tufanın bütün dünyayı kapladığı, dolayısıyla yeryüzünde Nuh’un gemisinde bulunanlardan başka kurtulan kalmadığı görüşü yaygın olmakla birlikte Nuh’un, Hz. Muhammed gibi bütün insanlığa gönderilmediği, sadece kendi kavminin peygamberi olduğu, şu halde burada ve diğer ilgili ayetlerde verilen tufanla ilgili bilgilerin de bu sınır dahilinde anlaşılması gerektiği kanaatinde olanlar da tufan bölgeseldir; Nuh’un davetinin ulaşmadığı, tufanın dışında kalan bölgelerdeki insanların nesilleri de devam etmiştir, demektedir. (bkz. Elmalılı, Hak Dini; Diyanet, Kur’an Yolu)
Buna göre, Nuh’un çocuklarından başkalarının soyları da devam etmiştir. “Zürriyetini de sürekli bakî kalanların ta kendileri kıldık.” ayeti, kâfir olanların dışındakilerin zürriyetini kastetmektedir. Çünkü biz kâfir olanların zürriyetlerini suda boğduk, demek olur. (Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an)
Hz. Nuh’un gemisinde bulunan insanlardan başka kimsenin kalıp kalmadığı ve Tufandan sonra insanlığın hangi soydan devam ettiği gibi konuların özetini Merhum Elmalılı’nın açıklamasıyla verelim:
"Nuh’un üç oğlu; Sam, Ham, Ya'fes ve bunların eşlerinden başka, diğer gemide bulunanların hepsi nesil bırakmayarak vefat etti" demişlerse de biz bunu Hûd Sûresi'nde geçen "Denildi ki: Ey Nuh! Bizden sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere selam ve bereketlerle gemiden in." (Hûd, 11/48) âyetine uygun bulmuyoruz. Çünkü "seninle birlikte olanlar" dan maksadın, "O'nunla beraber iman edenler pek azdı." (Hûd, 11/40) diye buyurulan az kişiler olduğu açıktır. O ha l de buradaki Kasrın (Tahsisin) gemidekilere değil, boğulanlara göre izafî olması daha uygundur. Bununla beraber denilebilir ki, bütün gemidekilerin nesilleri tağlib yoluyla (çoğunluk itibarıyla) onun zürriyeti hükmünde tutulmuş ve bu şekilde baki kalanların hepsi onun zürriyeti olarak sayılmış, ona ikinci Âdem denmiştir.
Taberî der ki: Arap Sam evladından, Sudan Ham evladından, Türk ve diğerleri Ya'fes evladındandır. Ebu Hayyan da "Bahr"de bunu naklettikten sonra şöyle kaydediyor: Bir grup da şöyle söylemiştir: "Allah Teâlâ Hz. Nuh'un zürriyetini baki bırakıp neslini uzatmıştır. Bununla beraber bütün insanlar onun nesliyle sınırlı değildir. Ümmetler içinde ona ait olmayan da vardır". Alûsî, de şu mütalaada bulunmuştur: Sanki bu grup, suda boğulmanın ge n el olduğunu söylemiyor. Nuh (a.s.) kâfirler aleyhinde dua etmiş, fakat dünya halkının hepsine gönderilmemiştir. Çünkü peygamber gönderilmenin genel olması ilk önce peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in özelliklerindendir. Genel olduğunu s öyleyip de kasrı, boğulanlara nispetle yapmış olması da caizdir. (Elmalılı, Hak Dini)
Hz. Nuh'un:“Ey Rabbim, kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma" diye ettiği duaya yeryüzündeki bütün kafirlerin dahil olup olmadığı konusuna gelince:
Ayette söz konusu olan “Arz” kelimesi, Kur’an’da, bazen dünya/yeryüzü, bazen de belli bir arz/toprak/yer anlamında kullanılır. Mesela:
“Onlar, Arz’dan çıkarmak için seni tedirgin edip dururlar”(İsra, 17/76) mealindeki ayette geçen Arz’dan maksat Mekke’dir. Onun için bu kelime meallerde genellikle “yurdundan” şeklinde geçer.
Yine “Rumlar Arzın yakınında/yakın bir yerde yenildiler”(Rum, 30/2) mealindeki ayette geçen Arz kavramı, Hicaz bölgesi (veya Bizans/Fars bölgesi) anlamında kullanılmıştır.
O halde, eğer Nuh tufanının bölgesel olduğu ispat edilirse, Hz Nuh’un : “Ey Rabbim, kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma" (Nuh, 71/26) mealindeki ayette geçen ARZ kelimesini “yeryüzünde” değil de, onun kavminin barındığı bölge anlamında kabul etmekte hiçbir ilmî sakınca yoktur. Şüphesiz ki, bu konu tartışmalı bir konudur. Küresel veya bölgesel olsun, Arz kelimesi iki anlama da uygundur.
“Onlar, Arz’dan çıkarmak için seni tedirgin edip dururlar”(İsra, 17/76) mealindeki ayette geçen Arz’dan maksat Mekke’dir. Onun için bu kelime meallerde genellikle “yurdundan” şeklinde geçer.
Yine “Rumlar Arzın yakınında/yakın bir yerde yenildiler”(Rum, 30/2) mealindeki ayette geçen Arz kavramı, Hicaz bölgesi (veya Bizans/Fars bölgesi) anlamında kullanılmıştır.
O halde, eğer Nuh tufanının bölgesel olduğu ispat edilirse, Hz Nuh’un : “Ey Rabbim, kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma" (Nuh, 71/26) mealindeki ayette geçen ARZ kelimesini “yeryüzünde” değil de, onun kavminin barındığı bölge anlamında kabul etmekte hiçbir ilmî sakınca yoktur. Şüphesiz ki, bu konu tartışmalı bir konudur. Küresel veya bölgesel olsun, Arz kelimesi iki anlama da uygundur.
Şu yazıyı da okumanızı tavsiye ederiz:
NUH’UN GEMİSİ deyince hemen Nuh Tufanı hatırlanır ve arkasından da bir takım sorular gelir:
Nuh Tufanı bütün yer yüzünü kaplamış mıdır? Nuh Aleyhisselâm, gemiye koyduğu her canlı çiftini nasıl temin etmiştir? Tufan sonrasında gemi nereye oturmuştur?” gibi.
Nuh Aleyhisselâmın hadisesine, büyük Semavi Kitaplar yer verir. Ancak bu Kitaplarda olayın bütün ayrıntılarına inilmediği için, burada bir takım yorum ve değerlendirmeler yapılır. Bazı Hıristiyan araştırıcılar, Tufanın bütün yer yüzünü kapladığını ve gemiye bütün canlı çeşitlerinin alınmış olduğunu ileri sürerler.
Hz. Nuh; Kur’an’da ve Tevrat’ta, büyük peygamber arasında anılır. Hz. Nuh’un, insanlık tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Hz. Âdem’den sonra O’nun çevresindeki sınırlı sayıda kimse ile insanlık yeniden yer yüzünde yayılmış ve genişlemiştir. Peygamber olarak gönderildiği kavmi, “Nuh Tufanı” olarak bilinen büyük bir musibete maruz kalmıştır.
Bu tufan hadisesine Kur’an-ı Kerim’de muhtelif sûrelerde yer verilir.
“Artık ona vahyettik ki, bizim gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Vaktaki emrimiz gelir de tennur kaynamaya başlarsa, hemen o gemiye her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma. Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.”
Cenab-ı Hak, bu geminin kendi yardımıyla yapılacağını bildiriyor. Bazı tefsir âlimleri de bu âyetten, geminin yapımında, Nuh Aleyhisselâma Cebrail (A.S.)’ın yardımcı olduğunu anlatmışlardır.
Tennur’un ateşlenmesi, tandır olarak dilimize geçen ve fırın manasına kullanılan ekmek pişirilen yerden suların fışkırdığı zaman şeklinde yorumlanabildiği gibi, geminin buharlı bir gemi olduğu ve bununla buhar kazanının ateşlendiği şeklinde de ifade edilmiştir.
Yer yüzünde buharlı geminin 1700’lü yıllarda kullanılmaya başlandığı hatırlanırsa, Hz. Nuh’un gemisinin bize insanlık tarihini anlama bakımından çok önemli ip uçları sunduğu söylenebilir.
Nuh Aleyhisselâma, Tennur kaynamaya başlarsa, vakit geçirmeden hemen her canlıdan birer çift alması emrediliyor. Hz. Nuh, yolculuk esnasında ihtiyaç duyacağı evcil hayvanlardan; tavuk, koyun, keçi, deve, sığır ve at gibi varlıkları almış olmalıdır. Yoksa, kelebekten karıncaya, yılandan köstebeğe varıncaya kadar bütün canlıların gemiye alınmasına ne gerek, ne ihtiyaç ve ne de zaman vardır.
Bu olayda suların hem yerden fışkırdığı ve hem de gökten indiği bildirilir.
“Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi. Nuh’u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.”
Tufan sonunda geminin Cûdi dağına oturduğu belirtilir:
“Kafirler boğulduktan sonra yerle göğe ‘Ey yer suyunu yut ve sen ey gök suyunu tut!’ diye emir buyuruldu. Su çekildi, iş bitirildi ve gemi Cûdi üzerinde yerleşti ve ‘Kahrolsun zalimler’ denildi.”
Cûdi, Türkiye’nin Güneydoğusunda Şırnak dolaylarında 2000 m. yüksekliğinde bir dağdır. Hz. Nuh’un Irak dolaylarında irşatta bulunduğu, Cûdi ismiyle Musul, Cizre ve Şam’da da birer dağın mevcut olduğu ve geminin de bu havalide bulunduğu rivayeti de vardır.
Cûdî, kelimesinin özel isim değil de sıfat olarak kabul edilmesi halinde, “bereketli, münbit yer” anlamına geleceği, Nuh Aleyhisselâmın da; “Yarabbi! Beni bir mübarek menzile indir”6 duasında bulunduğu, dolayısıyla geminin verimli bir arazinin yakınına inmiş olabileceğinden de söz edilir.
Tevrat’ta bu geminin Ararat (Ağrı) dağına yerleştiği bildirilir8. Hz. Nuh’un gemisinin Ağrı dağında olması mümkün değildir. Çünkü, bu dağın yüksekliği 5165 m. dir. Devamlı buzla kaplı olan bu dağın tepesine, gemiden inecek insanlar burada nasıl hayat sürdüreceklerdir? Zirvede çok azalan hava basıncı sebebiyle biyolojik olarak normal hayatın devamı âdeta imkânsızdır.
Kutsal kitaplarda Hz. Nuh’un, dünyanın hangi bölgesinde yaşadığı ve Tufan olayının nerede geçtiği hakkında açık bir hüküm yoktur. Kur’an, Nuh kavminin putlarıyla alâkalı olarak şunu ifade eder:
“Ve dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved’den, Suvâ’dan, Yegûs’tan, Ye’ûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin!”
Bu isimdeki putlara Arabistan’da rastlanmakla beraber, Mezopotamya ilâhlarına ait ay ve yıldızları sembolize eden mahalli isimler olduğu, buradan hareketle Nuh kavminin Mezopotamya bölgesinde bulunmuş olabileceğine hükmedilir.
Kur’an-ı Kerim’de, Tufanla ortadan kalkan Nuh kavminin topraklarına önce Âd kavminin daha sonra da Semûd kavminin mirasçı geldiği ve bu yerin de İrem şehri olduğu belirtilir:
“Düşünün ki O sizi, Nuh kavminden sonra onların yerine getirdi ve yaradılışta sizi onlardan üstün kıldı. O halde Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki, kurtuluşa eresiniz.”
Âd kavminden sonra da aynı yere Semûd kavminin getirildiği belirtilir.
“Düşünün ki, (Allah) Âd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi.Ve yer yüzünde sizi yerleştirdi.”
“Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzerleri yaratılmamış İrem şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine.”
İrem şehrinden Tevrat’ta da söz edilir. Dolayısıyla Nuh kavminin Tufandan önce yaşadığı yerin İrem şehri olması kuvvetle muhtemeldir. Bu yerleşim yerinin Lut Gölü’nün güneybatısında Edom’un merkezi olduğu bildirilmektedir.
Tufandan sonra Nuh Aleyhisselâmın, yanındaki az sayıdaki kimse ile Mezopotamya’nın Ur şehrine yerleştiği kanaati hakimdir. Kur’an-ı Kerim de bunların az sayıda olduğuna dikkati çeker:
“..Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı.”
Tevrat’ta ve Yahudiliğin ikinci derecede kutsal kitabı Telmud’un haberlerinde, Hz. İbrahim’in büyük dedesinin Nuh Aleyhisselâm olduğu, ve O’nun ölümüne kadar yanında Ur şehrinde kaldığı belirtilir.
Hikmet cihetiyle bakıldığı zaman Nuh Tufanının, sadece Nuh kavminin yaşadığı bölgeleri içine alacak şekilde meydana gelmiş olması beklenir. Nitekim, bu kavimden sonraki Lût, Âd ve Semud kavimlerine gelen musibetler de, sadece o kavimlerin yaşadığı bölgelerde görülmüştür. Eldeki veriler, getirilen yorumlar ve genel kanaat, Nuh kavminin Lût Gölü çevresi ile Mezopotamya arasında olduğu yönündedir. Dolayısıyla Nuh Tufanın da bu bölgeyi içine alacak tarzda meydana gelmesi muhtemeldir. Bu Tufanının bütün yer yüzünü kaplamış olmasının hiçbir mantıklı açıklaması yoktur.
Hz. Nuh (A.S.) yaşadığı devirle ilgili açık bir belge olmamakla beraber, Tevrat haberlerine dayanarak, bunun Milâttan Önce 22. veya 21. yüzyıllarda olabileceği belirtilir.17 Tevrat’ta Hz. Nuh’un torunu Azer’in oğlu İbrahim’in Tufandan 292 yıl sonra doğduğu ve büyük dedesi Hz. Nuh’un yanında büyüdüğü ve 15 yaşına geldiğinde Hz. Nuh’un vefat ettiği bildirilir.
Hz. Nuh’un gemisinin karaya çıkışıyla alâkalı olarak bazı araştırıcılar Milâttan Önce 2347 yılını19, bazıları da 2650 yılını vermektedirler20. Bunlara dayanarak Nuh Tufanının Yaklaşık olarak Milâttan 2500 yıl önce meydana gelmiş olabileceğini söylemek mümkündür.
Sonuç olarak denilebilir ki, Nuh Tufanı, günümüzden yaklaşık 4500 yıl önce, Lut Gölü’nün güneybatısında bugünkü Edom’un merkezi olan İrem şehri ve çevresinde cereyan etmiş, gemiye kendilerine ihtiyaç duyulacak evcil hayvanlardan bir erkek bir dişi olmak üzere birer çift alınmış, Tufan sonrasında gemi Mezopotamya civarında bir dağa oturmuş, gemidekiler de Nuh Aleyhisselâmla birlikte Mezopotamya’daki Ur şehrine yerleşmiş olmalılar.
NUH’UN GEMİSİ deyince hemen Nuh Tufanı hatırlanır ve arkasından da bir takım sorular gelir:
Nuh Tufanı bütün yer yüzünü kaplamış mıdır? Nuh Aleyhisselâm, gemiye koyduğu her canlı çiftini nasıl temin etmiştir? Tufan sonrasında gemi nereye oturmuştur?” gibi.
Nuh Aleyhisselâmın hadisesine, büyük Semavi Kitaplar yer verir. Ancak bu Kitaplarda olayın bütün ayrıntılarına inilmediği için, burada bir takım yorum ve değerlendirmeler yapılır. Bazı Hıristiyan araştırıcılar, Tufanın bütün yer yüzünü kapladığını ve gemiye bütün canlı çeşitlerinin alınmış olduğunu ileri sürerler.
Hz. Nuh; Kur’an’da ve Tevrat’ta, büyük peygamber arasında anılır. Hz. Nuh’un, insanlık tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Hz. Âdem’den sonra O’nun çevresindeki sınırlı sayıda kimse ile insanlık yeniden yer yüzünde yayılmış ve genişlemiştir. Peygamber olarak gönderildiği kavmi, “Nuh Tufanı” olarak bilinen büyük bir musibete maruz kalmıştır.
Bu tufan hadisesine Kur’an-ı Kerim’de muhtelif sûrelerde yer verilir.
“Artık ona vahyettik ki, bizim gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Vaktaki emrimiz gelir de tennur kaynamaya başlarsa, hemen o gemiye her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma. Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.”
Cenab-ı Hak, bu geminin kendi yardımıyla yapılacağını bildiriyor. Bazı tefsir âlimleri de bu âyetten, geminin yapımında, Nuh Aleyhisselâma Cebrail (A.S.)’ın yardımcı olduğunu anlatmışlardır.
Tennur’un ateşlenmesi, tandır olarak dilimize geçen ve fırın manasına kullanılan ekmek pişirilen yerden suların fışkırdığı zaman şeklinde yorumlanabildiği gibi, geminin buharlı bir gemi olduğu ve bununla buhar kazanının ateşlendiği şeklinde de ifade edilmiştir.
Yer yüzünde buharlı geminin 1700’lü yıllarda kullanılmaya başlandığı hatırlanırsa, Hz. Nuh’un gemisinin bize insanlık tarihini anlama bakımından çok önemli ip uçları sunduğu söylenebilir.
Nuh Aleyhisselâma, Tennur kaynamaya başlarsa, vakit geçirmeden hemen her canlıdan birer çift alması emrediliyor. Hz. Nuh, yolculuk esnasında ihtiyaç duyacağı evcil hayvanlardan; tavuk, koyun, keçi, deve, sığır ve at gibi varlıkları almış olmalıdır. Yoksa, kelebekten karıncaya, yılandan köstebeğe varıncaya kadar bütün canlıların gemiye alınmasına ne gerek, ne ihtiyaç ve ne de zaman vardır.
Bu olayda suların hem yerden fışkırdığı ve hem de gökten indiği bildirilir.
“Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık. Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi. Nuh’u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.”
Tufan sonunda geminin Cûdi dağına oturduğu belirtilir:
“Kafirler boğulduktan sonra yerle göğe ‘Ey yer suyunu yut ve sen ey gök suyunu tut!’ diye emir buyuruldu. Su çekildi, iş bitirildi ve gemi Cûdi üzerinde yerleşti ve ‘Kahrolsun zalimler’ denildi.”
Cûdi, Türkiye’nin Güneydoğusunda Şırnak dolaylarında 2000 m. yüksekliğinde bir dağdır. Hz. Nuh’un Irak dolaylarında irşatta bulunduğu, Cûdi ismiyle Musul, Cizre ve Şam’da da birer dağın mevcut olduğu ve geminin de bu havalide bulunduğu rivayeti de vardır.
Cûdî, kelimesinin özel isim değil de sıfat olarak kabul edilmesi halinde, “bereketli, münbit yer” anlamına geleceği, Nuh Aleyhisselâmın da; “Yarabbi! Beni bir mübarek menzile indir”6 duasında bulunduğu, dolayısıyla geminin verimli bir arazinin yakınına inmiş olabileceğinden de söz edilir.
Tevrat’ta bu geminin Ararat (Ağrı) dağına yerleştiği bildirilir8. Hz. Nuh’un gemisinin Ağrı dağında olması mümkün değildir. Çünkü, bu dağın yüksekliği 5165 m. dir. Devamlı buzla kaplı olan bu dağın tepesine, gemiden inecek insanlar burada nasıl hayat sürdüreceklerdir? Zirvede çok azalan hava basıncı sebebiyle biyolojik olarak normal hayatın devamı âdeta imkânsızdır.
Kutsal kitaplarda Hz. Nuh’un, dünyanın hangi bölgesinde yaşadığı ve Tufan olayının nerede geçtiği hakkında açık bir hüküm yoktur. Kur’an, Nuh kavminin putlarıyla alâkalı olarak şunu ifade eder:
“Ve dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved’den, Suvâ’dan, Yegûs’tan, Ye’ûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin!”
Bu isimdeki putlara Arabistan’da rastlanmakla beraber, Mezopotamya ilâhlarına ait ay ve yıldızları sembolize eden mahalli isimler olduğu, buradan hareketle Nuh kavminin Mezopotamya bölgesinde bulunmuş olabileceğine hükmedilir.
Kur’an-ı Kerim’de, Tufanla ortadan kalkan Nuh kavminin topraklarına önce Âd kavminin daha sonra da Semûd kavminin mirasçı geldiği ve bu yerin de İrem şehri olduğu belirtilir:
“Düşünün ki O sizi, Nuh kavminden sonra onların yerine getirdi ve yaradılışta sizi onlardan üstün kıldı. O halde Allah’ın nimetlerini hatırlayın ki, kurtuluşa eresiniz.”
Âd kavminden sonra da aynı yere Semûd kavminin getirildiği belirtilir.
“Düşünün ki, (Allah) Âd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi.Ve yer yüzünde sizi yerleştirdi.”
“Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzerleri yaratılmamış İrem şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine.”
İrem şehrinden Tevrat’ta da söz edilir. Dolayısıyla Nuh kavminin Tufandan önce yaşadığı yerin İrem şehri olması kuvvetle muhtemeldir. Bu yerleşim yerinin Lut Gölü’nün güneybatısında Edom’un merkezi olduğu bildirilmektedir.
Tufandan sonra Nuh Aleyhisselâmın, yanındaki az sayıdaki kimse ile Mezopotamya’nın Ur şehrine yerleştiği kanaati hakimdir. Kur’an-ı Kerim de bunların az sayıda olduğuna dikkati çeker:
“..Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı.”
Tevrat’ta ve Yahudiliğin ikinci derecede kutsal kitabı Telmud’un haberlerinde, Hz. İbrahim’in büyük dedesinin Nuh Aleyhisselâm olduğu, ve O’nun ölümüne kadar yanında Ur şehrinde kaldığı belirtilir.
Hikmet cihetiyle bakıldığı zaman Nuh Tufanının, sadece Nuh kavminin yaşadığı bölgeleri içine alacak şekilde meydana gelmiş olması beklenir. Nitekim, bu kavimden sonraki Lût, Âd ve Semud kavimlerine gelen musibetler de, sadece o kavimlerin yaşadığı bölgelerde görülmüştür. Eldeki veriler, getirilen yorumlar ve genel kanaat, Nuh kavminin Lût Gölü çevresi ile Mezopotamya arasında olduğu yönündedir. Dolayısıyla Nuh Tufanın da bu bölgeyi içine alacak tarzda meydana gelmesi muhtemeldir. Bu Tufanının bütün yer yüzünü kaplamış olmasının hiçbir mantıklı açıklaması yoktur.
Hz. Nuh (A.S.) yaşadığı devirle ilgili açık bir belge olmamakla beraber, Tevrat haberlerine dayanarak, bunun Milâttan Önce 22. veya 21. yüzyıllarda olabileceği belirtilir.17 Tevrat’ta Hz. Nuh’un torunu Azer’in oğlu İbrahim’in Tufandan 292 yıl sonra doğduğu ve büyük dedesi Hz. Nuh’un yanında büyüdüğü ve 15 yaşına geldiğinde Hz. Nuh’un vefat ettiği bildirilir.
Hz. Nuh’un gemisinin karaya çıkışıyla alâkalı olarak bazı araştırıcılar Milâttan Önce 2347 yılını19, bazıları da 2650 yılını vermektedirler20. Bunlara dayanarak Nuh Tufanının Yaklaşık olarak Milâttan 2500 yıl önce meydana gelmiş olabileceğini söylemek mümkündür.
Sonuç olarak denilebilir ki, Nuh Tufanı, günümüzden yaklaşık 4500 yıl önce, Lut Gölü’nün güneybatısında bugünkü Edom’un merkezi olan İrem şehri ve çevresinde cereyan etmiş, gemiye kendilerine ihtiyaç duyulacak evcil hayvanlardan bir erkek bir dişi olmak üzere birer çift alınmış, Tufan sonrasında gemi Mezopotamya civarında bir dağa oturmuş, gemidekiler de Nuh Aleyhisselâmla birlikte Mezopotamya’daki Ur şehrine yerleşmiş olmalılar.
Pazartesi, Mayıs 05, 2014
|
Etiketler:
HZ.NUH,
NUH TUFANI,
PEYGAMBERLER
|
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
- '''dua'''
- '''efendimizin isimleri'''
- ****Her Zorluğun Yanında Bir Kolaylık Muhakkak var***
- ***CUMA BEREKETLİ
- ***CUMANIZ HAYR OLSUN***
- ***Güzeller güzelini anan her söz güzelleşir...
- ***Hamd duası***
- ***PEYGAMBER EFENDİMİZDEN 21 ALTIN TAVSİYE***
- ***Rabbin sana küsmedi***
- 11 KADININ HİKAYESİ
- 18 mart çanakkale şehitleri anma sözleri
- 2 Hadis-i Şerif
- 2 MİLYON SEVAP KAZANDIRAN DUA
- 3 Hadis-i Şerif »¦... Af Ve Mağfiret ...¦»
- 3 Hadis-i Şerif »¦... Allah´ın(c.c.) Sıfatları
- 3 Hadis-i Şerif »¦... İddet ve İstibra ...¦»
- 3 Hadis-i Şerif »¦... Misafirlik(Ziyafet) Bölümü ...¦»
- 3 Hadis-i Şerif »¦... Sabır .
- 40 Ayet de Mutluluğun Formülü
- 5 Ayet
- 5 Hadis
- 7 AYETLER
- 70 MELEGİN 1000 SABAH SEVAP YAZACAGI SALAVAT
- 70 MELEK AMİN DER
- 70 MİLYAR HASENE KAZANDIRAN DUA
- 70BİN MELEK AKSAMA KADAR DUA EDER
- a. karasu
- ABDEST
- ABDEST DUALARI
- abdest nasıl alınır
- Abdest ve Şartları
- ABDULKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ
- ABDULKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ NİN NASR DUASI
- abdurrahmanonul
- adak
- AFFETMEK
- AĞRI VE SANCILARA DUALAR
- AHİRETTE SENİ KURTARACAK BİR ESERİN OLMADIĞI TAKTİRDE
- AİLE GEÇİMSİZLİĞİNE DUALAR
- aile hayatı
- AKIBET HAYROLA***
- ALACAK İÇİN DUALAR
- ALKOL BIRAKTIRMAK İÇİN
- ALLAH DOSTLARINDAN DUALAR
- ALLAH SEVGİSİNİ KAZANMAK İCİN DUA
- ALLAH-U TEALA’YA COŞKULU BİR SEVGİ İLE BAĞLANMAK
- Allah’ı merak eden çocuğun soruları
- Allah'ım Sana'dır Dualarım
- ALLAHA SIGINMA DUASI
- ALLAHA SIGINMAK
- ALLAHIN 99 İSMİ ZİKİR SAYILARI
- ALLAHIN İSİMLERİ
- ALLAHIN İSİMLERİYLE DUA
- ALLAHIN İSİMLERİYLE HAYATIN KOLAYLASMASI
- AMME SURESİ
- Anlamlı Berat Kandili Sözleri
- Anlamlı Cuma Sözleri
- Anlamlı Kadir Gecesi Sözleri
- Anlamlı Mevlana Mesajlari
- Anlamlı Mevlana Sözleri
- Anlamlı Ramazan Bayramı Sözleri
- Anlamlı Sözler
- anne adaylarına yapılacaklar listesi
- ARADIĞINI BULMAK İÇİN DUALAR
- ARKAPLAN VE RESİMLERİ
- ARZU ETTİGİMİZ HER SEY İCİN OKUNABİLECEK DUA
- Aşık etme duaları
- AŞKI MUHABBET
- AŞURE GÜNÜ DUASI
- Ayet
- AYET VE HADİSLERLE ORUCUN FAZİLETLERİ
- AYET-EL KÛRSİ ve " ÇOK ÖZEL FORMÜLÜ "DİLEK MURAT HER DERDE DEVA BİR OKUMA
- ayetel kursi
- AYETLER MEAL VE TEFSİR
- AYETLERİN FAZİLETİ
- BAĞLILIK DUALARI
- bakara suresi
- balın faydaları
- BANA ALLAH YETER
- BARIŞTIRMA DUALARI
- Bas agrisinda okunacak dua
- bayram sözleri
- Bedava Berat Kandili Sözleri
- Bedava Ramazan Bayramı Sözleri
- BEKARLAR İCİN DUA
- BELADAN KURTULMA DUASI
- BERAT KANDİLİ
- BERAT KANDİLİ DUASI
- BERAT KANDİLİNDE NELER YAPILMALI
- BERAT KANDİLİNDE OKUNACAK DUALAR
- Bereket duaları
- BESMELE'İ ŞERİFİN BÜYÜK DİLEK DUASI
- BİR CAY KASIGI YAG
- BİR HADÎS
- BİR TUGLA DA SEN KOY
- birini kendinden soğutma duası
- Birşeyin kaybolduğu veya bir kimse ile buluşmak istediğin zaman
- Biyografi
- blogger
- bol rızık için
- BORÇTAN KURTULMAK İÇİN DUALAR
- Boykotlar
- Bu dünya hayatı
- BURÇLAR GÖRE ESMALAR
- BURUN KANAMASI
- BÜYÜ ÇÖZME DUALARI
- BÜYÜDEN KORUNMA DUALARI
- BÜYÜK DUALAR
- BÜYÜK GÜNAHLARDAN KORUNMA
- camiler
- categorys
- CEBRAİL
- CEBRAİLİN YERYÜZÜNE HIZLI İNİSİ
- Cenab-ı Hakk'ın hangi ismine aynasınız?
- cennet
- Cennette Suretlenecek Faziletli Ameller
- CİLT GÜZELLİĞİ İÇİN DUA
- CİLT HASTALIKLARINA DUA
- Cin musallatında okunan dualar
- CİNSEL İLİSKİYE GİRERKEN DUA
- corek otu
- cubbeli-ahmet-hoca-sohbetleri
- CUM'ANIN FAZİLETİ
- cuma duası
- cuma gecesi mesajları
- CUMA GÜNÜ
- cuma günü duaları
- cuma günü için mesajlar
- cuma günü mesajları
- cuma günü sözleri
- Cuma Mesajları
- cuma namazı mesajları
- Cuma Sms'leri
- Cuma Sözleri
- CUMARTESİ
- CÜBBELİ AHMET HOCA
- Cüneydi Bağdadi Hazretleri'nin Duası
- cüz cüz kuran dinle
- çabuk evlilik için dua
- çanakkale
- çanakkale şehitleri
- Çapkın erkekleri eve bağlayan dua
- ÇARESİZ HASTALIKLARA DUA
- Çetin Dağ
- çiçeğin duası
- ÇOCUĞUMUZA İSİM KOYMADA DİKKAT EDİLECEK ÖLÇÜLER
- ÇOCUK OLMASI İÇİN DUALAR
- Çok Güzel Cuma Sözleri
- Çok Güzel Mevlana Sözleri
- dargınları barıştırmak için dua
- DARGINLARIN BARIŞMASI İÇİN DUA
- dedikoduyu önleyen dua
- DEĞERLİ DUALAR
- DEPREM DUASI
- DEPREMDEN KORUNMAK İÇİN DUA
- DEPRESYONA KARSI DUA
- dert bela gelince
- diger-muzikler
- dilek duaları
- DİLEK DUALARI
- DİLEKLER İÇİN DUALAR
- din egitimi.tefekkür.islam
- DİNİ BİLGİLER
- Dini Günler
- dini hikaye
- dini hikayeler
- DİNİ HİKAYELER
- DİNİ HİKÂYELER
- dini Kadir Gecesi Sözleri
- Dini Program
- dini resimler
- dini sinema izle
- dini sözler
- dini videolar
- dini-programlar
- DORT SUAL
- DUA
- dua adabı
- Dua dilencisi
- dua etmek
- Dua Hakkındaki Hadisler
- dua istemek
- Dua konusuna bir hazırlık...
- dua nasıl olmalı
- DUA ÖRNEKLERİ
- DUA VE DUA ADABI
- Dualar
- Duaların Hikmeti...
- duanın amacı
- duanın anlamı
- DUANIN KABUL EDİLMESİ DURUMUNDA OKUNACAK DUA
- DUANIN KABUL OLUNACAGI ZAMANLAR
- duanın önemi
- Duayı yaşamak
- dunyevi-kisisel
- DURSUN ALİ ERZİNCANLI
- DÜŞMANA GALİP GELMEK İÇİN DUALAR
- e kitap atölyesi
- EFENDİMİZ'DEN ÖĞÜTLER VE BİR DUA...
- Efendimizden 20 Altin tavsiye
- ehli sünnet itikadı
- el kahhar
- EL-MUHEYMİN
- Emine kaya
- En büyük kişisel gelişim kitabı
- en düzel dualar
- EN GUZEL CUMA MESAJLARI
- EN GUZEL İSİMLER ALLAHINDIR
- En Güzel Berat Kandili İle İlgili Sözler
- En Güzel Cuma Sözleri
- en güzel dua
- en güzel dualar
- En Güzel Kadir Gecesi Sözleri
- En Güzel Mevlana Sözleri
- En Güzel Ramazan Bayramı İle İlgili Sözler
- EN MÜKEMMEL ORUÇ
- eskiler
- ESMA-ÜL HÜSNA ALLAHIN EN GÜZEL İSİMLERİ
- ESMALAR
- ESMALARIN FAZİLETİ
- ESMAUL HUSNA
- Esmaü’l Hüsna Hazinesi
- ESMAÜL HÜSNA'NIN FAZİLETLERİ
- eş
- Etkileyici Berat Kandili Mesajları
- Etkileyici Cuma Sözleri
- Etkileyici Kadir
- Etkileyici Mevlana Sözleri
- Etkileyici Ramazan Bayramı Mesajları
- EVİNİ TERK EDENİ GERİ GETİRMEK İÇİN
- EVLENMEK İÇİN DUALAR
- Evlilik
- EVLİLİK DUALARI
- EVLİLİK DUASI
- Evliyaların Dilek Duası
- EVRAD-I BAHAİYYE
- FAKİRLİKTEN KURTARAN DUALAR
- FATIR SURESİ
- Fatır Suresinin Faziletleri
- Fatir Suresi Anlamı
- Fatir Suresi Latin Harflerle Okunusu
- FAZİLETLİ AMELLER
- FELAK SURESİ
- FETVALAR
- Fıkhu's-Sahabe
- FİTNEDEN KORUNMAK İCİN DUA
- Full Berat Kandili Sözleri
- Full Cuma Sözleri
- Full Ramazan Bayramı Sözleri
- Gezi-Yorum
- GIYBET YAPANIN OKUYACAGI DUA
- GIYBETTEN DOLAYI ALLAH’IN AFFI İCİN OKUNACAK DUA
- giysi yardımı
- GONULLU
- gönül almak
- GÖZ AĞRISINA DUA
- GUNYETÜ'T TALİBİN
- gusul
- gusul abdesti
- guzelilahiler
- Gülmekten Öleceksiniz
- GÜNCEL HABERLER
- GÜNLÜĞÜM
- günün duası
- Güzel Berat Kandili Sms'leri
- güzel dini vecizeler
- güzel dualar
- Güzel Sözler
- güzel yazılar
- Güzelleşmek için Hz.Yusuf'un Duası
- HABERLER
- HABERLER VE GÜNDEMDEN
- HACET DUALARI
- HACET NAMAZLARI
- hadis
- Hadis den Dualar
- Hadis-i Şerifler
- HÂDİS-İ ŞERİFLER
- HADİSİ ŞERİFLER
- hadisler
- Hadislerde cihada teşvik var mıdır
- HAFIZAYI GÜÇLENDİRMEK İÇİN DUALAR
- HALİL İBRAHİM BEREKETİ
- HANIM SAHABİLER
- Harika Cuma Sözleri
- Harika Kadir Gecesi Sözleri
- hasandursun
- HASR SURESİNİN SON 3 AYETİ
- Hastalıklardan Korunmak İcin
- HATMİ ENBİYA
- HAVAS BÖLÜMÜ
- HAYATIN ANLAMI
- HAYATIN İÇİNDEN
- Hayatu’s-Sahabe
- HAYIR İSLERİ
- Hayırlı Kandiller
- HAYIRLI EVLİLİK İÇİN DUALAR
- HAYIRLI İS HAYATI İCİN DUA
- HAYIRLISINI İSTEME DUASI
- HAZRETİ AİSE
- hazreti aisenin dilinden peygamberimiz
- HAZRETİ MEVLANA
- HAZRETİ MUHAMMED (S.A.V)
- HAZRETİ MUSA
- HER DERDE DERMAN DUALAR
- HER GUN NASIL DUA ETMELİ
- HER GÜN BİR DUA
- her güne bir dua
- HER NAMAZDAN SONRA OKUNACAK TESBİHAT
- HER RAMAZAN GECESİ KILINAN NAMAZLARIN FAZİLETLERİ
- HIC KIMSEYE MUHTAC OLMAMAK ICIN DUA
- HIDIRELLEZ
- HIRSIZI RÜYADA GÖRMEK İÇİN DUA
- HIZIR ALEYHİSSELAM’IN OKUDUĞU VİRD
- Hic Kimseye Muhtac Olmamak İcin Okunacak Allah’ın İsimleri
- hikayeler
- HİKAYELER
- Hilmi Kemal
- HİZBUL HZ. YUSUF
- huzur
- Hz. Ebubekir (R.A) ile Hz. Ali (R.A)'nin Münazarası
- HZ. MUHAMMEDİN HAYATI (S.A.S) SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ
- HZ.EBUBEKİR
- HZ.EBUBEKİR'İN DUASI
- HZ.NUH
- İBLİS PYEGAMBERİMİZİN HUZURUNA GELİR
- ibni sina
- ibni sina özlü sözleri
- ibni sina sözleri
- İÇKİDEN KURTULMAK İÇİN DUALAR
- iftar
- İFTAR DUASI
- İHLASIN FAZİLETİ
- İHYA İLİM HİZMET VE YARDIMLASMA VAKFI
- İLMİHAL BİLGİLERİ
- İMAN İLE VEFAT ETMEK İCİN OKUNACAK DUA
- İMANIN HAKİKATİNE ULASMAK İCİN DUA
- İNSANLARIN HİLESİNDEN KORUNMAK İCİN DUA
- İnsirah suresi
- İS HAYATI İLE İLGİLİ DUALAR
- İS HAYATINDA BASARI İCİN DUA
- İS İLE İLGİLİ DUA
- İsa (A.S.) bu mübarek duayı okur
- İsa Demir
- islam ahlakı
- islam ahlakı kitap
- islam sözleri
- islamda aile
- İSLAMDA AİLE
- islamda evlilik
- İSLAMDA KADIN
- İSLAMDA YAŞAM
- İSLAMİ BİLGİLER
- islami hikayeler
- İslami mobil programlar
- islami resimler
- islami sözler
- İslami Tedaviler
- İSMİ CELİL
- İSMİ-ÂZAM DUALARI
- İstemediğin birini uzaklaştırmak için dua
- istigfar
- İSTİHARE
- İŞ YERİNDE MÜŞTERİ ARTMASI İÇİN CELBİYE
- İŞE GİRMEK İÇİN DUALAR
- İŞSİZLİKTEN KURTULMAK İÇİN DUALAR
- iyilik
- Kabe Resimleri...
- KABİR AZABINDAN KURTULMAK İÇİN DUALAR
- kabir ziyareti
- kabir ziyaretinde okunacak dualar
- KABUL OLMAYAN DUALAR SONRASINDA EDİLECEK DUA
- KABUL OLMAYAN DUALARIN KABULU İCİN NELER YAPMALI
- KAÇMIŞI GERİ DÖNDÜRMEK
- kader
- kadere iman
- kadıkoy
- kadin-aile
- Kadir Gecesi Mesajları
- Kadir Gecesi Sözleri
- Kalbimden Aksedenler
- Kalbin İlacı Zikrin Nurudur
- kalp kırmak
- kandiller
- KANSERLİLER İÇİN ŞİFA NAMAZI
- kavuşturan dua
- KAYBEDİLENDEN DAHA İYİSİNE SAHİP OLMAK İCİN OKUNACAK DUA
- KAYBETTİGİNİ BULMAK İCİN DUA
- KAYBOLAN BİR ŞEYİ BULMAK İÇİN
- kaynaklar
- kaynakli-hadisler
- kazancın bol ve bereketli olması ıcın
- KEDERİ VE ÜZÜNTÜYÜ GİDERMEK İÇİN DUALAR
- KEKEMELERE ŞİFA DUALAR
- KIRK DEFA HAC SEVABI OLAN DUA
- Kısa
- Kısa Sözler
- KISMET AÇMAK İÇİN DUALAR
- kıssa
- KISSADAN HİSSELER
- kıssalar
- KIYAMET
- KİSİ KİSİNİN AYNASIDIR
- KİTAP TAVSİYELERİM
- Korkunca Okunacak Dualar
- korkunun resmi
- KORKUYU YENMEK İÇİN DUA
- KORUNMA DUALARI
- korunma duası
- kötü insanlardan korunmak için dua
- kul hakkı
- KULAK AĞRISINA DUALAR
- Kulluk görevlerini yerine getirmek de zorlananlara dua
- KUMAR VE KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN KURTULMAK İÇİN DUALAR
- KUR'AN AYETLERİ
- KUR'AN KERİM BİLGİLERİ
- KUR’ÂN OKURKEN
- Kur'an'ı Anlamak İçin Nasıl Okumalıyız?
- Kuran
- kuran ayetleri
- KURANA GÖRE HAREKET ETMEK
- KURANA GÖRE YASAMAK
- KURANI ANLAMAK İCİN
- kuranikerim
- kurban
- KUSUN 3 OGUDU
- kutlu dogum haftası
- kutlu dogum haftası 2014
- Kutub-i Sitte
- KÜS OLDUĞUNUZ SEVDİKLERİNİZİN SİZİ ARAMASI İÇİN DUA:
- küsleri barıştırmak için dua
- LOKMAN SURESİ
- LOSEV
- MADDİ SIKINTIYI GİDEREN DUALAR
- MADENCİLER İCİN DUA
- Mahmut Esat TOZAL
- Makaleler
- MALIN SATILMASI İÇİN DUALAR
- manevi huzur
- MANEVİYAT
- mazlum duası
- MEHMET EMİN AY DİNLE
- melekler
- MERAK EDİLEN KONULAR
- mesajlar
- MESAJLAR VE RESİMLER
- Mesut Altun
- MEVKİ KAZANDIRAN DUALAR
- Mevlana Sözleri
- Mevlana'dan Dualar
- mezar taşlarının sessizliği bizi aldatmamalı
- Mobil e kitap
- Mobil e kitap okuyucu
- Mobil program
- MUAVVİZETEYN
- MUAVVİZETEYN FAZİLETLERİ
- MUAVVİZETEYN SURELERİ
- Muaz ibni Cebel Radiyallâhu Anh anlatıyor
- mubarek-gun-ve-geceler
- MUHABBET DUALARI
- MUHARREM AYI VE AŞURA GÜNÜ DUASI
- muhtelif-videosohbetler
- Murada Kolay Ermek İçin
- MURAT DUALARI
- MUTLU AİLE
- MUTLU BASARILI VE ANLAMLI BİR YASAM İCİN ONCE AİLE
- MUTLU İLİSKİ İCİN DUA
- Mutluluğun formülü 40 ayette saklı
- Mübarek Cuma'nızı en kalbi duygularımla tebrik ediyor
- MÜBAREK GÜN VE GECELERDE OKUNACAK DUA
- MÜBİN DUASI
- mümin kardeşine dua
- MÜŞKÜLLERİN HALLİ İÇİN DUALAR
- nafile ibadetler
- NAFİLE NAMAZLAR
- NAMAZ
- namaz nedir?
- Namaz Vakitleri
- namaz-sure-ve-dualari
- NAMAZ. RAMAZAN.ORUÇ
- namaz.tesbih
- Namazda 2 Yerde Asla Gafİl Olmamali
- namazlardan sonra tesbihat
- NAS SURESİ
- nasıl dua edilir
- nasıl dua etmeli
- NAZARA KARŞI DUALAR
- NAZARDAN KORUNMAK İÇİN DUALAR
- NEBE SURESİ
- NEBE SURESİ FAZİLETLERİ
- Necip Fazıl Kısakürek Güzel Sözleri
- Necip Fazıl Kısakürek Sözleri
- NİHAT HATİPOGLU
- niyet
- NİYET DUALARI
- NUH TUFANI
- Nurlanmak
- Nurun nübüvvet duası
- NÜBÜVVET DUASI
- NÜBÜVVET VİRDİ
- OKUNACAK DUALAR
- OLULER İCİN OKUNACAK DUA
- On bir ayın sultanı Ramazan
- Onbir ayın sultanı Ramazan
- ORUC
- ORUCUN BEDENE SAGLADIGI FAYDALAR
- Orucun ve Ramazan ayının fazileti
- oruç
- Oruç Niyeti
- OSMANLI PADİŞAHLARI
- OSMANLI TARİHİ
- ölüleri diriltirdi
- ÖLÜM HAKKINDA
- özel bilgiler
- ÖZEL DUALAR
- özel gece namazları
- ÖZEL NAMAZLAR
- parasız kalmamak için dualar
- PAZAR
- PC E Kitap
- PC Eğitim
- perşembe
- PERŞEMBE GÜNÜ
- PERŞEMBE GÜNÜ DUALARI
- PEYGAMBER EFENDİMİZDEN (sav) 10 (on) Nasihat
- PEYGAMBER EFENDİMİZİ(S.A.V)rüyada görmek için
- Peygamber efendimizin çok okuduğu dualardan
- PEYGAMBERİMİZ GİBİ YASAMAK
- PEYGAMBERİMİZDEN DUALAR
- PEYGAMBERLER
- rahmet hazineleri
- Ramazan
- Ramazan Ayında Yapılacak Bazı Dua ve İbadetler
- Ramazan Duaları
- Ramazan Haberleri
- Ramazan Hadisleri
- Ramazan orucu için niyet nasıl yapılır
- ramazan sözleri
- Ramazan ve İsraf
- RAMAZAN YARDIMLARI
- RAMAZANDA HER GUN YASİN
- RAMAZANDA OKUNACAK EN GÜZEL DUALAR
- RAMAZANDA YAPILACAK İBADETLER
- ramazanı şerif sözleri
- RASÛLULLAH'IN ÖĞRETTİĞİ ÇOK ÖZEL DUALAR
- regaib-kandili-2013
- REGAİP
- REGAİP KANDİLİ DUASI
- REGAİP KANDİLİ FAZİLETİ
- REGAİP KANDİLİ NAMAZI
- REGAİP KANDİLİNDE NELER YAPMALI
- RIZIK DUALARI
- risale-i nurdan vecizeler-sözler
- Ruh ve sinir hastalıklarına okunacak dualar
- RÜYADA İSTEDİĞİNİ GÖRMEK İÇİN DUALAR
- RÜYADA KÂBUS GÖRMEMEK İÇİN DUA
- sabah akşam duaları
- SADAKA İLE İLGİLİ HADİSLER
- Sadaka ve Nafaka
- saglık
- SAGLIK
- SAĞLIK
- SAHABE-İ GÜZİN EFENDİLERİMİZ
- sahur
- SAİD ALPSOY
- said nursi mesajları
- said nursi sözleri
- said nursi sözleri anlamlı
- said nursi sözleri dini
- said nursi sözleri facebook
- SALAVAT DUALARI
- Salavat getirilecek yer ve zamanlar
- salavatı şerife
- Salavatlar
- Salavatlar ve Faydaları
- SALI GUNU
- SANAT DÜNYASINDAN
- SECDE SURESİ
- SECDE SURESİ ANLAMI
- SECDE SURESİ FAZİLETLERİ
- SECDE SURESİ LATİN OKUNUSU
- Selâm Olsun O Müjdeciye
- selam sana ya rasulallah
- SELATEN TUNCİNA
- SELATİ TEFRİCİYE
- Sen Âyetelkursi’den nerdesin.
- Sen kimsin?...
- SENE BAŞI DUASI
- SENE SONU DUASI
- Sevap Kazanmak İsteyenlere...
- SEVDİGİNE KAVUSMAK İCİN DUA
- SEVDİGİNLE MUTLU OLMAK İCİN DUA
- sevdiğini geri getirmek ve başka isteklerimiz için
- SEYTANDAN ALLAHA SIGINMAK
- SEYTANDAN UZAK NESİL İCİN DUA
- SEYTANIN SEVDİGİ VE SEVMEDİGİ İNSANLAR
- SEYYİD ANBULKADİR GEYLANİ
- SIKINTIDAN KURTULMAK İÇİN DUALAR
- SIKINTILI ANLARDA NE YAPMALI
- SINAVLARDA BAŞARILI OLMAK İÇİN DUALAR
- SIRRUL RÛHANİYET KEŞFÜ'L GAYB DUASI
- SİHİR VAR MI ÖĞRENİN
- SİRKE DUSMEMEK İCİN OKUNACAK DUA
- SİVİLCE ÇIBAN DUASI
- Sivrisinek ve Prof. Dr. Galin Biserof Asenof'un keşfi
- SİZE KÖTÜ DAVRANANI DÜZELTMEK İÇİN
- sofilere-ozel
- sohbet videoları
- SOHBET VİDEOLARI
- SOMA
- SOMADAKİ İŞÇİLER İÇİN DUA
- soru-cevap
- STRESLERİ GİDEREN DUA
- subhanallahi ve bi-hamdihi
- sucan
- SUKUR DUALARI
- SUMBUL EFENDİ CAMİİ YARDIM
- SUMBUL EFENDİ EGİTİM VAKFI
- sunnet
- SURELER
- SURELER VE DUALAR
- SURELERİN FAZİLETİ
- SURELERİN VE AYETLERİN FAZİLETİ
- Sünnet Olan Gusüller
- Şevval Ayı
- ŞİDDET VE HAKSIZLIĞIN KALKMASI İÇİN DUALAR
- ŞİFA AYETLERİ
- şifa duaları
- ŞİFA DUALARI
- şifa için dua
- ŞİFALI BİTKİLER
- şifs bulmak için dua
- Şu insanlar perişan olsun .hadis
- TABERİ TEFSİRİ
- TECDİD-İ İMAN
- TECDİD-İ NİKAH
- TEFEKKUR
- TEMBELLERE DUA
- TERAVİH NAMAZININ FAZİLETLERİ
- Teravih namazının günlere göre ayrı ayrı fazileti vardır
- Tesbih Namazı
- TESBİH NAMAZI
- TESBİHAT
- tevbe namazı nasıl kılınır
- TILSIMLAR
- Timur Osmanoğlu
- TÖVBE DUASI
- tövbe namazı
- TÖVBE VE İSTİĞFAR DUALARI
- turbe ziyareti
- TÜRKÇE DUA
- uhrevi-kisisel
- UNUTKANLIĞI GİDERMEK İÇİN DUALAR
- Uykuda Dehşete Düşenler
- UYKUSUZLUK İCİN DUA
- UYKUSUZLUK İÇİN DUALAR
- Uyuşturucu alkol ve zinayı bıraktıran dualar
- ÜÇ AYLARIN TOPLUM HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
- Üç ayların faziletleri
- Ünlü Sözleri
- Vahyi anlamaya dair
- veda hutbesi
- VESVESEDEN KURTULMAK İÇİN DUALAR
- VEYSEL KARANİ
- VEYSEL KARANİ DUASI
- VİDEO
- video-dualar
- video-sureler
- Ya Kahhar
- yalnızca bir oyun ve eğlence
- yalnızlıktan kurtaran dualar
- yaramaz çocuklar için dua
- yardım yapılacak yerler
- YARDIMLASMA
- yasin suresi
- YASİNİ ŞERİFİN OKUMA ŞEKİLLERİ
- YEMEK TARİFLERİ
- yeni dualar
- YENİ İSE GİRERKEN OKUNACAK DUA
- YENİ OLEN KİSİYE OKUNACAK DUA
- yeni resimler
- YERİ GÖĞÜ TİTRETEN SIKINTILARI BELALARI DEF EDEN DUA
- Yıldız saatleri
- YİTİĞİ BULMAK İÇİN
- yolumuzu-aydinlatanlar
- YORGUNLUGA KARSI DUA
- YUSUF SURESİ
- YUsuf Suresinin Fazileti Hakkında Hadisi Serifler
- yusuf suresinin faziletleri
- YÜZ GÜZELLİĞİ İÇİN DUA
- Zafer Yıldız
- zalimin zulmü
- ZALİMLERE KARŞI YARDIM DUASI
- ZARARA UGRAYAN İCİN DUA
- ZAYIFLAMAK İÇİN DUA
- zengin olmak için dua
- ZENGİNLİK İÇİN DUALAR
- ZİHİN AÇMAK İÇİN DUALAR
- ZİKİR SAYILARI
- ZİKİRLER
- Zikirlerin Önemi
- zikirli-ilahiler
- ZİNAYI ÖNLEME DUASI
- ZOR GUNLERİ HAYIRLISIYLA ATLATMAK İCİN DUA
- zulmün resmi
- ZULÜM EDENLERİ YOLA GETİREN DUALAR
0 yorum:
Yorum Gönder